YEMEK

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN
Merhaba, Ben akıllı asistanınız Mynet Chef GPT. Size en uygun yemek tariflerini bulmak için buradayım. Benden yardım alabilirsiniz.

Mynet Chef GPT

1 Hazırlamak istediğiniz öğünü seçiniz
2 Hangi malzemeleri kullanmak istersiniz? Listeden istediğiniz kadar malzemeyi ekleyebilirsiniz.
3 Hangi mutfak türünde olmasını istersiniz?
Daha fazla bilgi girmek ister misiniz?
4 Özel bir beslenme şekliniz var mı?
5 Belirtmek istediğiniz bir alerjiniz var mı?
6 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Osmanlı'da Yemek Sofrasında Su Yerine Tüketilen Efsane İçecekler

    Ramazan gelince hiç olmadığı hareketlenen Osmanlı toplumunda iftar ve sahur yemekleri tam anlamıyla bir tören havasında geçermiş. Bu kadar ehemmiyet verilen bir ayın kendine özgü adetleri olması elbette kaçınılmaz.

    Mynet Yemek Facebook Sayfasını Beğenin

    Osmanlı Dönemi'nde oruç nasıl açılırdı?

    Osmanlı Dönemi'nde iftar sofraları şimdiki gibi tabiri caizse tek düze değildi. İftar sofraları, iftariye ve ana yemeklerin yendiği kısımlar olarak ikiye ayrılır. Oruç, iftariye adı verilen ilk bölümde açılırdı. İftariye, açlığın etkisiyle ağır yemeklere saldırmamak için düzenlenmiştir. İftariye menüsünde hurma, zeytin, çeşitli çerezler, reçeller ve muhakkak pide olurdu. Orucunu bu hafif atıştırmalıklarla açan Osmanlı ahalisi daha sonra akşam namazına gider, namazdan sonra tekrar kurulan ikinci sofrada karnını doyururdu.

    Çorbasız bir iftar düşünülemezdi

    Sofrada pek su içmeyen Osmanlı ahalisi iftara mutlaka çorbayla başlardı. Bu sayede oruç nedeniyle oluşabilecek su kaybının bir nebze önüne geçilmiş olurdu. Ancak sıvı ihtiyacını karşılayan en önemli yiyecek maddesi çorba değildi.

    Çeşit çeşit şuruplar, şerbetler…

    Üstüne kitap yazılacak kadar detaylı olan şerbet kültürü Ramazan gelince bütün ihtişamıyla başta İstanbul olmak üzere, imparatorluk topraklarını kaplardı. Osmanlı ahalisinin çok sevdiği şerbetlerin ve şurupların en güzeli baldan yapılanlarıymış. Osmanlı’da yapılan şerbet, şurup ve reçellerin bazılarına 1844 yılında Mehmet Kamil Bey tarafından kaleme alınan ilk yemek kitabımız Melceüat Tabbahîn’in onikinci faslında rastlarız. Bu bölümün başlığından anladığımıza göre, şerbetler ve şuruplar kahve faslından önce tüketilirmiş.

    Konu şurup olunca listede yok yok

    Şurubu yapılan başlıca meyveler; ahududu, menekşe frenk üzümü, kayısı, mandalina, ceviz filizi, anber, ekşinar, vanilya, tarçın, portakal, şeftali, turunç, hummaz, koruk, bergamut, demirhindi, gelincik, İstanbul çileği, limon, vişne, kızılcık, gül, mersin, böğürtlen, ancelika, nane, çilek, badem, radem, ravend-i çînî. Bazılarının adını bilmediğimiz meyveler o dönem yoğun bir şekilde tüketiliyormuş.

    Şerbet listesi de şurubu aratmıyor

    Şuruplar kadar lezzetli olan şerbetler menekşe, portakal, bergamut, gül, limon gibi meyvelerden yapılırdı ve tatlandırmak için aromalar eklenirdi. Bu aromalar alınan tadı arttırmak amacıyla kullanıldığı kadar hoş kokuları nedeniyle de tercih edilirdi. Osmanlı’daki şerbet tarifleri de yemek tarifleri gibi kazan usulü olduğu için evde yapmak bir hayli zahmetli gibi görünebilir. Biz de bu tariflerden bazılarının uyarlanmış hallerini sizler için derledik.

    Gülhatmi şerbeti

    Hem görüntüsü, hem de tadı ve kokusuyla Osmanlı döneminin en sevilen şerbetlerinden birisiydi. Bu şerbet için gereken malzemeler; 2 litre su, 3-4 yemek kaşığı kurutulmuş ebegümeci çiçeği, 2 çubuk tarçın, 8-10 karanfil ve arzu edildiği kadar şeker. Bütün malzemeleri bir tencereye koyup 5 dakika boyunca kaynatın. Ardından karışımı soğumaya bırakın. Soğuyan karışımı tülbent veya süzgeç yardımıyla süzüp, hava geçirmeyen şişelere doldurun. Buzdolabında soğumaya bırakıp, soğuk olarak servis edin.

    Gül şerbeti

    Gül hoş kokusu ve tadı sebebiyle başta reçel olmak üzere Osmanlı mutfağından eksik edilmezdi. Bu kadar sevilen bir bitkinin elbette şerbeti de vardı. Gül şerbeti için ihtiyacınız olan malzemeler; 1 kase dolusu gül yaprağı, 2 su bardağı toz şeker, 5 bardak su, limon suyu. Şekeri ve suyu bir tavaya koyup kaynamaya başlayıncaya kadar ısıtın. Kaynadıktan sonra mutlaka altını kapatın. Gül yapraklarının beyaz yapraklarını ayıklayıp, renkli yapraklarını bir kaba doldurun ve limon suyuyla birlikte ovalayın. Yaprakları ovmayı bitirdikten sonra şerbeti bu kaba alın ve 12 saat boyunca dinlendirin. 12 saat sonunda şerbeti süzüp, soğuk olarak servis edin.

    Nar şerbeti

    İçinden binbir bereket fışkıran nar başta Saray mutfağı olmak üzere her zaman sevilerek tüketilmiştir. Nar şerbeti için ihtiyacınız olan malzemeler; 1 su bardağı toz şeker, 1 kilo nar,1,5 litre su, 1 kabuk tarçın, 1 çay kaşığı zencefil, 2 karanfil, 2 tane karabiber ve limon tuzu. Narın tanelerini ayırdıktan sonra tüm baharatları ve suyu bir tencereye ekleyip malzemelerin üstüne narı ilave edin. Karışım kaynamaya başladıktan sonra 10 dakika daha kaynamasına müsaade edin. 10 dakika kaynayan karışımı süzüp üstüne şeker ve limon tuzu ekleyin. Şeker karışımın içinde eriyene kadar karıştırarak kısık ateşte bekletin. Şeker eridiğinde şerbetinizi soğumaya bırakın. Buzdolabında soğuttuktan sonra nar şerbetiniz içmeye hazır.

    Yasemin şerbeti

    Sakinleştirici etkisiyle bilinen yasemin bitkisinin şerbeti pek hoş oluyormuş. Yasemin şerbeti için ihtiyacınız olan malzemeler; taze yasemin çiçekleri, 1 adet limon, 3 bardak toz şeker, 5 bardak su. Yasemin yapraklarını nazikçe ayıklayıp birbirinden ayırın ve derin bir kaba alın. Kaba aldığınız yasemin yapraklarının üstüne limonu sıkın ve şekerli suyu ekleyin. Daha sonra yasemin yapraklarını bu karışımın içinde ovun. Ovmayı bitirdiğiniz karışımı cam bir kavanoza boşaltın ve bir gün boyunca ağzı kapalı olarak bu kavanozda saklayın. 1 gün sonra şerbeti cam bir şişeye süzüp buzdolabında soğumaya bırakın. Şerbetiniz soğuduktan sonra içmeye hazır.

    Yerel Seçim 2024


    En Çok Aranan Haberler